Beyin Tümörleri

Beyin Tümörleri

KANSER NEDİR ?
Kanser; 100’den fazla çeşidi olan bir hastalık grubudur. Kanseri anlamak için normal hücrelerin nasıl kanserli hücrelere dönüştüğünü anlamak faydalı olacaktır. Sağlıklı hücreler, vücut büyümesi-bölünme ve yenilenme işlemlerini ve aynı zamanda hasarlı hücrelerin tamirini de yaparlar. Normal hücrelerin büyüme yeteneği sınırlıdır. Bazen büyümedeki bu sınırlanma yeteneği kaybolur ve  sınırsız büyüyüp, çoğalan hücreler topluluğu oluşur. Buna tümörleşme denir. Tümörler 2 tipten birini yaparlar:

Kanser olmayan tümörlere “benign”(iyi huylu) denir. Vücudun diğer organlarına sıçramazlar ve yaşamı nadiren tehdit ederler. Genellikle ameliyatla alınırlar ve tekrarlamazlar.

Kanserli  hücrelere “malign”(kötü huylu) denir. Çevre sağlıklı doku ve organlara ilerleyerek tahrip ederler. Aynı zamanda, kan dolaşımı ve lenfatik sistem ile yayılarak vücudun diğer parçalarında yeni tümörler oluştururlar (“metastaz”).

    Kanser büyüyüp yayılabildiğinden,  tümörün erken tanısı çok önemlidir. Kanser tanısı konulur konulmaz, doktor tedaviye başlayabilir.

BEYİN:   
Beyin ve “omurilik” birlikte “merkez sinir sistemi”ni oluştururlar. Bu sistem, yürümek-konuşmak gibi istemli hareketlerimizi ve solunum-sindirim gibi istemsiz ve otomatik olarak yapılan hareketlerimizi kontrol eder. Aynı zamanda, duyularımız (görme-işitme-dokunma-tatma-koklama), duygulanımlarımız, düşünce ve hafızamızla ilgilidir.

Beyin, yumuşak-süngersi sinir hücrelerinden ve destek dokudan oluşur. Beynin 3 parçası vardır: beyin, beyincik ve beyin sapı. Bu parçalar birlikte hareket eder ancak her birinin özel fonksiyonları vardır.

BEYİN 

    Beyin, kafatasının büyük bir kısmını doldurur. Sağ ve sol olmak üzere iki parçaya ayrılır. Duyularımızdan gelen bilgileri kullanarak vücudumuzu yönlendirir. Beynin sağ yarımı, vücudun sol yarımındaki kasları, beynin sol yarımı ise vücudumuzun sağ yarımındaki kasları kontrol eder. Beynin sağ yarımı aynı zamanda konuşmayı, duygulanımları, okuma-düşünme ve öğrenmeyi kontrol eder.


BEYİN: 

 “Beyincik”, beynin arkasında ve altında yer alır. Denge duyusunu, yürüme ve konuşmayı kontrol eder.

“Beyin sapı”, beyin ile omuriliği birbirine bağlar. Açlık, susuzluk, vücut ısısı, kan basıncı, solunum gibi temel vücut “fonksiyon”larının çoğunu kontrol eder.
Beyin, kafatası kemikleri ve kemiklerin iç tarafında yer alan ve “meninks” denen 3 ince zar tarafından korunur. Beyin içinde “beyin-omurilik sıvısı” denilen ve beyinde “ventrikül” hücreleri tarafından üretilen bir sıvı dolaşır. Bu sıvı, kandan beyine besin taşır ve beyindeki atıkları uzaklaştırır.

“Omurilik”, sinir lifi demetleri tarafından oluşturulur. Bu sinir lifi demetleri “omur”ların merkezindeki bir kanalda yerleşir. Omur adı verilen bu kemikler, omuriliği korur. Beyin gibi omurilik de meninkslerle kaplıdır ve içinde beyin-omurilik sıvısı dolaşır.

Omurilik sinirleri, beyin ile vücuttaki diğer sinirler arasında iletişim sağlar. Baştaki organların sinirleri ise direkt olarak beyinden çıkar. Bu sinir ağı ile, beyin ve vücudun diğer parçaları arasında iletişim sağlanır.

BEYİN TÜMÖRÜ NEDİR ?

Beyin tümörlerinin nedeni bilinmemektedir. Beyin tümörleri herhangi bir yaşta oluşabilir ancak iki yaş grubunda daha çok görülmektedir. En çok 3-12 yaş grubu ve 40-70 yaş grubunda görülür. Beyin tümörüne yol açan risk faktörleri olarak; arıtma-lastik-boya sanayinde çalışmak, virüs enfeksiyonları ve kalıtımdan bahsedilebilir. Bazı ailelerde, ailenin farklı üyelerinde beyin tümörü görülebilir. Genellikle beyin tümörlü hastalarda açık bir risk faktörü bulunamamıştır. Bunun nedeni, belki de birçok faktörün birarada olmasıdır.

 
BEYİN TÜMÖRÜ NEDİR ?

 Beyin tümörleri bulaşıcı değildir. Benign beyin tümörleri kanser hücresi içermez, genellikle sınırları düzgündür, beyinin diğer alanlarına basınç yapmaz ve belirti vermezler. Bu tümörler genellikle ameliyatla ortadan kaldırılırlar ve tekrarlamazlar. Malign beyin tümörleri kanser hücreleri içerir. Beyinde yaşamsal önemi olan hücreleri etkiler ve yaşamı tehdit eder. Malign beyin tümörleri hızlı büyür ve çevre dokuya ilerler. Sanki bir ağaç gibi kök salarak beynin sağlıklı dokularını tahrip ederler. Benign olan bazı beyin tümörleri de, beynin yaşamsal organları üzerinde yer alıyor ve yaşamsal fonksiyonlara müdahale ediyorsa kanser hücresi içermese bile malign olarak düşünülmelidir.

Beyin tümörleri, mikroskop altında hücrelerin durumuna göre “evre”lendirilir ve 1-4 “grad” arasında değer alırlar. Yüksek gradlı tümörler, düşük gradlı tümörlere göre daha hızlı büyürler ve daha malign karakterdedirler.

BİRİNCİL BEYİN TÜMÖRLERİ:

Beyin dokusunda oluşmaya başlayan tümörlere “birincil beyin tümörü” denir. Birincil beyin tümörleri, çıktıkları hücrelere göre sınıflandırılırlar. En yaygın beyin tümörü “glioma”dır ve “glial hücre”lerden(destek hücre) kaynaklanır. Gliomaların birkaç farklı tipi vardır:

“Astrositoma”lar, küçük yıldız şekilli ve “astrosit” denilen hücrelerden doğar. Beyin ve omuriliğin herhangi bir yerinden çıkabilir. Erişkinlerde genellikle beyinde oluşurken, çocuklarda beyin sapı, beyin ve beyincikte oluşur.

“Beyin sapı gliomu” beynin omuriliğe yakın en alt parçasında oluşur. Beyin sapı yaşamsal fonksiyonların birçoğunu kontrol eder. Bu bölgedeki tümörler genellikle ameliyatla çıkarılamazlar.

“Epandimoma” lar genellikle ventrikül seviyesinde gelişirler. Omurilikte de gelişebilirler. Herhangi bir yaşta gelişebilmesine rağmen en çok çocukluk ve ergenlik çağında görülürler.

“Oligodendroglioma” lar “myelin” üreten hücrelerden doğar. Myelin sinirleri koruyan bir yağ tabakasıdır. Bu tümörler genellikle beyinde ve orta yaşta görülürler. Yavaş büyürler ve çevre beyin dokusuna ilerlemezler.
Bazı beyin tümörleri ise glial doku dışındaki hücrelerden gelişir:

“Medulloblastoma” denilen tümörler, normal olarak doğumdan sonra kaybolması gereken “primitif sinir hücreleri” nden çıkar. Genellikle beyincikte yerleşir, çocuklarda ve erkeklerde daha sık görülür.

“Meningioma” lar meninkslerden çıkarlar. Çok yavaş büyür ve belirti verinceye kadar oldukça büyük boyutlara ulaşabilir. 30-50 yaş arası kadınlarda daha sıklıkla oluşur.

“Schwannoma” lar “Schwann hücreleri” nden gelişen benign tümörlerdir. İşitme sinirinin myelin kılıfından doğar. Genellikle erişkin kadınlarda daha sık görülür.

“Kraniofarengeoma” genellikle benigndir, ancak büyüyerek yaşamsal organlara basınç yaparsa malign olarak kabul edilirler. Bu tümörler, çocuk ve ergenlik çağında daha sık görülürler.

“Germ hücreli tümör” ler primitif cinsiyet hücresi ya da “germ hücresi” nden doğar. Beyinde en sık “germinoma” görülür.

“Pineal bölge tümörleri” beynin merkezindeki “pineal bez”den çıkan tümörlerdir. Yavaş büyüyenler “pineositoma” hızlı büyüyenler “pineoblastoma”  olarak adlandırılır. Yerleşim yeri açısından ameliyatla çıkarılması zordur.

İKİNCİL BEYİN TÜMÖRLERİ:

Metastaz, kanserin yayılımı demektir. Vücudun diğer parçalarından çıkan ve beyine yayılmış kansere “ikincil beyin tümörü” denilir. Bu tümörler, primer beyin tümörü ile aynı değildir. Kanser, hangi organdan çıktıysa, o organın ismiyle anılır.

Örneğin: Akciğer kanseri beyne yayılmışsa, “metastatik akciğer kanseri” olarak adlandırılır. İkincil beyin tümörlerinin tedavisi; kanserin hangi organdan başladığı ve yaygınlığı ile, ayrıca hastanın yaşı-genel sağlığı ve önceki tedaviye yanıtı ile ilgilidir.


BEYİN TÜMÖRÜNÜN BELİRTİLERİ

Beyin tümörü belirtileri, tümörün çapına ve yerleşimine bağlıdır. Belirtiler, tümörün sınırlı bir alan içinde büyüyerek, beyine basınç yapması ve yaşamsal dokuların hasarı ile oluşur. Tümör, beyin-omurilik sıvısının oluşmasına ve akışına engel olarak “hidrosefalus”a yol açar. Beyin tümörü çok yavaş büyürse belirtiler de uzun sürede ortaya çıkar.

Beyin tümörünün en sık görülen belirtileri şunlardır:
 Sabahları kötüleşen ve gün içinde devam eden başağrısı,
 Nöbetler,
 Bulantı-kusma,
 Kol ve bacaklarda his kaybı ya da kuvvetsizlik,
 Yürüme güçlüğü,
 Görmede değişiklik ve/veya anormal göz hareketleri,
 Uykusuzluk,
 Kişilik ve hafıza değişiklikleri,
 Konuşma değişiklikleri,

Bu değişiklikler beyin tümörlerinde olduğu gibi başka bir probleme bağlı olarak ta oluşabilir. 

BEYİN TÜMÖRÜNÜN TANISI

Öncelikle şikayetlerin ayrıntılı olarak sorgulanması, aile öyküsü ve tam bir fizik muayene gereklidir. Genel muayeneden sonra ayrıntılı bir “nörolojik muayene” de yapılmalıdır. Uykusuzluk olup olmadığı, kas gücü, kasların koordine hareketleri, refleksler ve ağrıya yanıt incelenmelidir. Göz hareketleri de ayrıntılı bir şekilde incelenmelidir. Fizik ve nörolojik muayenenin sonucuna bağlı olarak aşağıdaki “radyolojik muayene” lerden biri veya birkaçı istenebilir:

Beynin;
Bilgisayarlı tomografisi,
MR tetkiki,
Kafatasının “direkt grafi” si,
Anjiogram,
Myelogram.
Patolojik muayene:

Klinik ve radyolojik incelemelerden sonra beyinden doku alınıp incelenmesi gerekir. Buna da “patolojik muayene” denir. Patolojik muayene, bize hastalığın varolup olmadığını ve kanser varsa, tipini kesin olarak bildirir.

Kanser tanısı konulduğunda, eğer ikincil beyin tümörü tanısı varsa, diğer testlerle hastalığın nereden kaynaklandığı ve yaygınlığı araştırılmalıdır. Buna hastalığın “evrelendirilmesi” denir.

Evrelendirme, kanserin yayılıp yayılmadığını, yayılmış ise vücudun hangi bölgesine yayıldığını bulmak için yapılır.

BEYİN TÜMÖRÜNÜN TEDAVİSİ

Beyin tümörünün tedavisi birçok faktöre bağlıdır. Beyin tümörünün tipi, yerleşim yeri, tümörün çapı, hastanın yaşı ve genel sağlığı; tedavi yöntemini seçmede önemlidir. Tedavi yöntemi ve uygulama şekli çocuk ve erişkin hastalar için farklıdır.

 Beyin tümörlerinin tedavisinde; “Cerrahi”, “Radyoterapi”, ve “Kemoterapi” kullanılabilir. Doktor cerrahinin tipine, tümörün çap ve yerleşim yerine göre karar verir. Radyoterapi (ışın tedavisi) yüksek enerjili ışınlar kullanılarak kanser hücrelerini öldürür. Antikanser ilaçlarının kullanılmasına ise Kemoterapi denir. Bu tedavi yöntemleri bazı hastalarda ayrı ayrı, bazı hastalarda ise birlikte kullanılır. Doktor, her hasta için en uygun tedavi planını seçer.

BEYİN TÜMÖRÜNÜN TEDAVİSİ


Beyin tümörlerinin tedavi ekibinde; beyin cerrahı, “radyasyon onkoloğu”, “medikal onkolog”, fizik tedavi uzmanı, konuşma terapisti ve diyetisyen bulunmalıdır.

Tedaviye başlamadan önce, hastalara beyin ödemini önlemek amacıyla “steroid”, nöbetleri önlemek ve kontrol etmek için “antikonvülzan” ilaçlar verilir. Beyinde sıvı birikimi varsa, bunu beyinden uzaklaştırmak amacıyla “şant” takılabilir. Şant; uzun ince bir tüp yardımıyla beyindeki sıvıyı karın boşluğuna akıtmaya yarar.

BEYİN TÜMÖRÜNÜN TEDAVİSİ
  

Cerrahi:

Beyin tümörlerinin tedavisinde öncelikle kullanılan yöntemdir. Beyin cerrahları, “kranyotomi” denilen bir işlemle kafatasını açarlar. Cerrah, tümörü mümkün olduğunca çıkarmalıdır. Ancak, tümör, beyin dokusunu hasara uğratmadan çıkarılamıyorsa, bir miktarı kalabilir. Tümörün bir parçanın çıkarılması bile beyindeki basınç belirtilerini geriletir ve kalan kısım radyoterapi ve/veya kemoterapi ile tedavi edilebilir.

Bazı tümörler çıkarılamaz, bu durumda sadece “biyopsi” alınır. Biyopsi ile tümörün çok küçük bir parçası alınarak patolojik tanı konulabilir ve doktorun tedavi şeklini seçmesine yardımcı olur. Bazı durumlarda biyopsi iğne yardımıyla alınır. Bunun için, hastanın başı sabitlenir, CT ya da MR yardımıyla tümörün yeri belirlenir. Daha sonra, kafatasında küçük bir delik açılarak biyopsi alınır. Bu işleme “steriotaksik biyopsi” denilir.
BEYİN TÜMÖRÜNÜN TEDAVİSİ

Radyoterapi:

 Radyoterapi, güçlü radyoaktif ışınlar yardımıyla kanser hücrelerinin hasara uğratılması ve büyümesinin durdurulmasıdır. Bu tedavi, beyin tümörlerinde cerrahinin yerine kullanılmaz. Genellikle cerrahi sonrasında kalan tümör dokusunun tedavisi için veya cerrahi yapılamıyorsa kullanılır.  Radyoterapi, iki yolla verilir:

“Eksternal radyoterapi”: Büyük cihazlar yardımıyla dışardan verilen ışın tedavisidir. Haftada 5 gün olmak üzere 5-6 hafta verilir. Tedavi şeması, tümörün tipi ve çapına ve hastalığın yerleşim yerine bağlıdır.

“İmplant radyoterapi”: Tümörün içine direkt olarak, radyoaktif madde konularak yapılan tedavidir. İmplant kısa süre için ya da kalıcı olarak beyinde bırakılır. İmplant, hergün bir miktar ışın vermek yoluyla tedavi eder.

“Steriotaksik radyoterapi” özellikle küçük ve derinde yerleşmiş tümörlerde uygulanan bir yöntemdir. Tümörün yeri, CT veya MR ile tespit edildikten sonra farklı açılarla ve çok sayıda ışın verilerek bir kerede yüksek doz verilerek yapılan tedavi şeklidir.
BEYİN TÜMÖRÜNÜN TEDAVİSİ

Kemoterapi:

Kemoterapi, kanser hücrelerinin ilaçla öldürülmesidir. Bir veya birden fazla ilaç birlikte uygulanabilir. Genellikle, ağız yolu, kas içine veya damar yolu ile verilir. Kemoterapinin, beyin omurilik sıvısı içine direkt olarak verilmesine ise “Intratekal kemoterapi” denir.

Kemoterapi, genellikle kürler halinde ve 21-28 günde bir tekrarlanarak uygulanır. Hastanın kemoterapi alıp alamayacağına, alacaksa kaç kür alacağına, tümörün tipine, hastanın yaşına ve genel durumuna bakılarak karar verilir.

İYİLEŞME ŞANSI NEDİR?

    Beyin tümörlü bir hastanın yaşam beklentisi, tümörün tipine, hastanın yaşına, genel sağlığına ve tedaviye cevabına bağlıdır. Büyük sayıda hastanın sonuçlarını değerlendiren istatistiki bilgiler ortalama değerlerdir, oysa hiçbir hasta bir diğerine benzemez. Tümöre ve hastaya ait pek çok faktör aynı hastalığa yakalanan iki kişinin farklı seyirler göstermesinde etkili olabilir.

“Kendinizi başka hastalarla kıyaslamayınız”

Yazar: Dr. Pınar AKAN
Makale Tarihi: 05/05/2011


 

 

 

 

 

 

 

 

 


 

error code: 522