Prostat Kanserleri
Prostat Kanserleri
Amerika’da her yetişkin altı erkekten biri prostat kanseri ve her yıl bunlara 165.000 kişi katılıyor ve her yıl 35.000 kişi bu kanserden ölüyor. Hastaların çoğu 50 yaşın üzerinde. Ama son yıllarda yaş hızla kırklara, hatta otuzlu yaşlara indi. Aslında prostat kanseri sandığımızdan çok daha fazla. Kanser dışı nedenlerle ölen kişilerin yapılan otopsilerinde 50li yaşlarda %15, 70li yaşlarda %40 ve 80li yaşlarda %50 oranında sessiz kanser saptanmış
Prostat kanserlerinin çok büyük bir bölümü (%99) ölüme yol açmıyor, hastayla beraber mezara kadar sesi sedası çıkmıyor. Hatta bunların çoğunda parmakla yapılan muayenede de bir kitle ele gelmiyor. Bu durum başka nedenlerle ölmüş erkeklerin otopsilerinde gösterilmiş.
Bu gizli prostat kanserini gösteren bir test var mı?
Evet, Prostat Spesifik Antijen (PSA) testi bu gizli kanseri gösterebiliyor. Fakat bu testi yaptırmanın bir de handikapı var. Yüzde 99 oranla size hiçbir zararı olmayacak bir hastalığı tespit ediyorsunuz . Bu da sizi ve hekiminizi lüzumsuz yere telaşa sevk edebiliyor. Bu yüzden gereksiz ve hayatınızın tehlikeye atan tedavilerin yapılmasına yol açabiliyor.
Prostat kanserinin ne gibi belirtileri var?
Başlangıçta son derece sessiz oluyor prostat kanseri. Daha sonra prostat büyümesine ait idrar şikâyetleri oluyor. Eğer kanser sıçradı ise (metastaz) yorgunluk, bel-kalça ağrısı, kilo kaybı oluyor. Kanser beyin, akciğer, lenf bezi ve kemiklere metastaz yapabiliyor.
Kanser rektumun parmakla muayenesinde ele gelebiliyor. Uzmanlar 40 yaşın üzerindeki her erkeğe yılda en az bir kere böyle bir muayenenin yapılması öneriyor.
Prostat kanseri nasıl tedavi ediliyor?
Kanser sıçramışsa (metastaz) prostat kanseri tedavisi etkisiz kalıyor .
Bu durumda en iyisi PSA’sı yüksek ya da parmak muayenesinde ya da ultrasonda prostatı büyük saptanan, ama herhangi bir ciddi sağlık sorunu olmayan hastaları dikkatle izlemek. Sessiz prostat kanseri denilen bu hastaları dikkatle izlemek, tedavi etmekten (prostatı çıkartma, radyoterapi) daha az ölüme yol açıyor.
PSA’nın (prostat spesifik antijen) normal değerleri mililitrede 4 nanograma kadar; 10ng’ın üzeri kanser lehine kabul ediliyor.
PSA’sı yüksek olanlarda biyopsi yapılacağına AMAS testinin (anti-malignin antibody in serum) yapılması daha iyi. Çünkü biyopsi tümörün organ dışına sıçramasına yol açabiliyor. Bu test ise kanserin varlığını %99 oranında gösteriyor.
Cerrahi hem pahalı hem de idrar kaçırmaya ve penisin dikleşme sorunlarına yol açabiliyor. Hedefe yönelik radyasyon terapisi Intensity Modulated Radiation Therapy (IMRT), hem pahalı hem uzun sürüyor (45-50 kez yapılması gerekiyor), hem de başka kanserlere yol açabiliyor.
Her yıl 1 milyon kişiye biyopsi yapılıyor ve bunların %25’inde hastalık çıkıyor. Geri kalan %75’in üçte birinde test negatif çıkıyor ama bunların üçte birinde daha sonra hastalığın olduğu anlaşılıyor. Yani hiçbir şeyin garantisi yok.
PSA testi yüksek çıkan birçok hastaya da gereksiz yere cerrahi müdahale yapılıyor. Ama bu test sadece prostat bezinin büyüklüğü hakkında bir bilgi veriyor. PSA, prostat büyümesinde, iltihabında ve enfeksiyonunda artabiliyor. Ayrıca ırka ve yaşa bağlı olarak da değişik değerler olabiliyor.
Yazar: Dr. Bedri Ergun TOPSEVER
Makale Tarihi: 05/05/2011
Migren | |
Kilo Verirken Nelere Dikkat Edilmeli | |
Kan Bağışı Nedir ve Kimler Kan Verebilir | |
Bağımlılık | |
Obezite Ve Kanserden Korunmada Beslenme Önerleri |
İdrar ve Üreme Yolları (Genitoüriner Sistem) Hastalıkları Nelerdir | |
Erkekte Kısırlık | |
Mesane Kanseri Nedir | |
Varikosel Nedir | |
Prostat Hastalıkları |
Tweet |
|